……………………………………………..
Çölyağın semptomları kişiden kişiye çeşitlilik göstermekle…
……………………………………………..
Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı bulunan kişilerin…
……………………………………………..
Çölyak hastalığının tanı ve teşhisi için…
Birçok çölyak hastası, hastalıklarının doğuştan mı olduğunu yoksa sonradan mı geliştiğini merak etmekte.
Çölyak, glüten proteinine karşı gelişen otoimmün ve çok faktörlü bir hastalıktır; bu durum birden fazla genin çölyak hastalığına neden olması için çevresel faktörlerle (glüten alımı, enfeksiyonlar, bağırsak hastalıkları, beslenme şekli) etkileşime girdiği anlamına gelmektedir. Çölyak hastalığı gelişme riskinde rol oynayan anahtar genler, İnsan Lökosit Antijeni (HLA) genleridir. Genler ve çevresel faktörlerin etkileşimi, HLA-DQA1 ve HLA-DQB1 genlerinin etkileşiminden kaynaklanmaktadır. HLA-DQA1 ve HLA-DQB1 gen çiftlerinin özelleşmesi sonucu çölyak hastalığının gelişmesinde rol oynayan HLA-DQ2 ve/veya HLA-DQ8 genleri oluşmaktadır. Kalıtsal olarak HLA-DQ2 ve/veya HLA-DQ8 genleri çölyak hastalığının gelişmesi için gereklidir ancak yeterli değildir.
Nüfusun %30-40’ı, HLA-DQ2 ve/veya HLA-DQ8 genleri duyarlılığına neden olan çölyak ile ilişkili insan HLA genlerinin birine sahiptir, ancak bunlardan birine veya her ikisine sahip kişilerin yalnızca %1 ila %3’ünde çölyak hastalığı gelişir. Bu nedenle bu gene veya genlere sahip olmak, bir kişinin çölyak hastalığına sahip olduğu veya sahip olacağı anlamına gelmez. Çölyak hastası olan bireylerin yaklaşık %95’i HLA-DQ2 genine sahiptir ve kalan %5’in çoğu HLA-DQ8 genine sahiptir.
HLA-DQ2 çölyak hastalığı duyarlılık geni baskın veya çekinik bir şekilde ebeveynlerin genlerinde taşınır. Bu genin baskın veya çekinik olması insandan insana farklılık gösterir. HLA-DQ8 çölyak hastalığına duyarlılık geni ise baskın bir şekilde kalıtsaldır. Bununla birlikte bir çocuk HLA-DQ2 ve/veya HLA-DQ8 genlerini yani çölyak hastalığına yatkınlığını kalıtım yoluyla almış olsa bile bu durum çocuğun çölyak hastası olduğunu veya olacağı anlamını taşımamaktadır. Çölyak hastalığına yatkınlık kalıtsal olabilir, ancak hastalığın kendisi kalıtsal değildir.
Genetik Yatkınlık Tek Başına Yeterli Değil!
Çölyak hastalığına genetik yatkınlık, tek başına hastalığın başlangıcı için yeterli değildir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler (glüten alımı) ve diğer genlerdeki değişikliklerin de etkisiyle, genetik olarak yatkın bireylerde çölyak hastalığı gelişmesine sebep olan bir dizi immünolojik süreç tetiklenmiş olur. Bu üç temel noktanın yanında tip 1 diyabet, otoimmün tiroid hastalığı gibi hastalıklar da çölyak hastalığının gelişme olasılığını arttırır.
Birinci Dereceden Akrabalar Dikkat!
Çölyak hastalığı genetik temellidir, bu sebeple aile öyküsünde çölyak hastalığı olan bireyler arasında daha yaygındır. Herhangi bir bireyin, çölyak hastası olan birinci dereceden bir akrabası olması durumunda, bu bireyin çölyak hastalığı geliştirme riski artmaktadır. Bu durum çölyak hastalığı teşhisi konan bireylerin aile üyelerinin %5-10’unda görülür.
Aile öyküsünde çölyak hastalığı bulunan bireylerin, çölyak hastalığı geliştirme riskine karşı gerekli taramalardan geçmesi önerilmektedir. Özellikle çocukluk çağlarında erken teşhis ile doğru büyüme ve gelişme eğrisi yakalanabilir. Bu sebeple çölyak hastalığı için birinci dereceden yakın akrabaların taranması, erken tanı için önemlidir.
Sürekli Tarama Yaptırmak Gerekli Mi?
Çölyak hastalığının çeşitli semptomlar ile her yaşta gelişebileceği unutulmamalıdır. Aile öyküsünde çölyak hastalığı bulunan bireylerin, çölyak hastalığı geliştirme riskine karşı tarama testleri yaptırması önerilmektedir. Çölyak hastalığı tarama testlerinden olan İnsan lökosit antijeni (HLA) gen testi, bireylerin çölyak geliştirip geliştirmeyeceğini söyleyebilir. İnsan lökosit antijeni gen testi açısından taranan bireylerin, HLA gen testlerinin negatif sonuçlar vermesi durumunda bu bireylerde çölyak hastalığı oluşmayacaktır. Bu sebeple öncelikli olarak HLA gen testi taraması yapılması, sürekli olarak taramanın önüne geçebilir. Her ne kadar HLA gen testi negatif sonuçlansa da her zaman çok küçük de olsa bir risk olduğu unutulmamalıdır.
HLA gen testi pozitif olan bireylere direkt olarak çölyak hastalığı tanısı koymak yanlıştır. Bu bireyler çölyak hastalığı teşhisinde kullanılan kan testi, doku tranglutaminaz testi, deamide gliadin peptitleri testi, toplam IgA ölçümü, biyopsi gibi teşhis ve tarama testlerine başvurmalıdır. Tüm bu taramalar sonucu birey negatif ise çölyak hastası değildir denilebilir fakat ileride çölyak hastalığı geliştirme riski mevcuttur.
Genetik yatkınlığı olan bireyler her zaman risk altındadır. Bu sebeple aile öyküsünde çölyak hastalığı bulunan ve genetik olarak yatkın bireylerin çölyak hastalığı geliştirme riski açısından 3-5 yılda bir tekrardan tarama yaptırmaları önerilir. Bu süreç içerisinde birey, çölyak hastalığı ile ilgili herhangi bir durumdan şüphelenir ise daha kısa süre içerisinde bu testlere tekrardan başvurabilir.
Diyetisyen Can KOCAKURT
KAYNAKÇA
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7707153/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7707153/
https://www.nhs.uk/conditions/coeliac-disease/causes/
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0896841115300044?via%3Dihub
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6647104/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7707153/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6567567/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6545713/
https://celiac.org/about-celiac-disease/what-is-celiac-disease/