……………………………………………..
Çölyağın semptomları kişiden kişiye çeşitlilik göstermekle…
……………………………………………..
Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı bulunan kişilerin…
……………………………………………..
Çölyak hastalığının tanı ve teşhisi için…
Tahıl grubu ülkemizde günlük alınan enerjinin yaklaşık %70-80’lik kısmını kapsamaktadır. Buğday, çavdar, yulaf, mısır ve arpa tahıl grubundaki besinlere örnek gösterilebilir. Gluten ise buğdayda bulunan ana depolama proteinine verilen isimdir. Ekmek hamurundaki elastik yapıyı sağlar ve süngerimsi yapı verir. Gluten tüketimi ile ortaya çıkan sağlık problemleri bulunmaktadır. Bu problemlerin en sık rastlananı çölyak hastalığıdır. Çölyak, gluten ataksisi, dermatitis herpetiformis, buğday alerjisi, gluten duyarlılığı gibi rahatsızlıklarda diyette sıkı bir şekilde gluten yasaktır. Depresyon, migren, otizm ve nörolojik rahatsızlıklardan dolayı gluten diyetten elimine edilebilir. Son yıllarda şizofreni, fibromiyalji gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde glutensiz diyet uygulanmaktadır. Bunun yanında glutensiz beslenme uygulamasına bir yaşam tarzı değişikliği olarak gidilmektedir. Sonuç olarak hem tedavi olarak hem de beslenme tarzı uygulanan glutensiz beslenme birçok kişi tarafından tercih edilmektedir.
Glutensiz beslenme başlarda zor gibi görünse zamanla diyete uyum sağlamak kolaylaşır. Glutensiz beslenme esnasında kişinin çevresinin desteği de önemlidir. Ailenin yemek hazırlama kurallarına uyması, arkadaşların glutensiz beslenmeyi ve sebeplerini bilmesi gerekmektedir. Bu noktada glutensiz beslenmeyi uygulayan kişiye sorumluluk düşer. Örneğin arkadaşınıza gittiğinizde kendi yemeğinizi kendiniz hazırlayıp taşıyabilir ve arkadaşınıza çapraz bulaşma ve sizde oluşturabileceği semptomları anlatabilirsiniz. Bu sayede bilinç gelişebilir ve yiyecekler konusundaki ısrar edici çevre baskısı azalabilir. Glutensiz beslenirken besin alımı büyük ölçüde kısıtlanacağı için beslenme programı makro ve mikro besin öğeleri açısından yeterli olacak biçimde hazırlanmalıdır. Son yıllarda ülkemize yaygınlaşan ürünler sayesinde glutensiz beslenme kolaylaşmaktadır. Birçok ürünün glutensiz alternatifi sunulmaktadır. Çeşitlilik dengenin anahtarıdır ve beslenme mutlaka çeşitlenmelidir. Tüketemediğiniz ürünler yerine mutlaka alternatiflerini oluşturmalısınız. Aksi takdirde bir süre sonra kısıtlanma psikolojisi ile psikolojik sorunlar gelişebilir. Örneğin pizza seviyorsanız amarant tabanlı pizza denemeye ne dersiniz?
Glutensiz beslenmede neler yiyebilirim?
Glutensiz beslenmede yasaklı besin grubunda buğday ve buğday türevleri olan kuskus, makarna, irmik, şehriye bulunmaktadır. Aynı zamanda arpa, malt, çavdar, spelt, tritikale ve horasan buğdayı olarak da adlandırılan kamut beslenmede bulunmamalıdır. Herhangi bir riske karşı dikkat edilmesi gereken grupta ise baharatlar, beyaz sirke, soslar, aroma vericiler, modifiye besin nişastası ve yulaf yer alır. Piyasadaki ürünlerden bir çoğundaki kıvam arttırıcılar ve aroma vericiler gluten içerebilir. Bu sebeple ürün seçimi yaparken etikete dikkatli bakılmalıdır. Yulaf doğal olarak gluten içermez fakat çapraz bulaşma ile içerebilir. Bu sebeple tercih edilirken mutlaka glutensiz yulaf tüketilmelidir. Taze meyve ve sebzelerde, mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bakliyat grubunda; süt, yoğurt, kefir gibi süt ürünlerinde; et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynaklarında; badem, ceviz, fındık gibi kabuklu yemişlerde; katı ve sıvı yağlarda gluten bulunmaz. Bu sebeple bu gruptaki ürünlerin tüketimi serbesttir. Çölyak hastalarında özellikle yeni tanı alınan dönemde bağırsak hassasiyeti bulunduğu için laktozu sindirmekte zorluk yaşayabilir. Bu sebeple bir süre süt ürünleri de diyetten elimine edilebilir. Pirinç, patates, mısır, darı, sorgum, karabuğday, kinoa, amarant, teff tohumu da serbest grupta yer almaktadır ve karbonhidrattan gelmesi gereken enerjiyi almak için güzel karbonhidrat kaynaklarıdır. Karbonhidratı yeteri kadar tüketmek vücudumuzdaki fonksiyonlar için çok önemlidir. Glutensiz ekmek tüketimi, salatalara karabuğday, amarant ekleme gibi beslenme alışkanlıkları edinilmelidir. Aynı zamanda kinoa kısırı, glutensiz un çeşitleri (glutensiz karabuğday unu, badem unu, fındık unu gibi) ile yapılmış kurabiye gibi çeşitli tariflere yer vererek beslenmenizi çeşitlendirebilirsiniz. Basit karbonhidrat kaynağı olan şeker de serbest grupta yer alır. Şeker tüketimi sağlıklı bir beslenme düzeni adına düşük seviyede tutulmalıdır. Dünya sağlık örgütü şeker tüketimin günlük enerjinin %10’unun altında olmasını ve hatta %5’in altına düşürülmesini önermektedir.
Glutensiz beslenme ile birlikte tahıl proteinin azalması ve çeşitli besinlerin tüketilememesinden dolayı protein alımı düşmektedir. Bu sebeple beslenmede mutlaka et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynakları bulunmalıdır. Hayvansal ürün tüketmeyenler ise proteini kurubaklagilden almayı tercih edebilirler. Veganlar özellikle çok hassas davranmalıdır. Çünkü hayvansal protein kaynaklarını tüketmezken aynı zamanda glutensiz beslenme ile birçok tahıl kaynağını da beslenmelerinden çıkaracaktır. Bu sebeple vitamin eksiklikleri gözlenebilir. Glutensiz beslenme ile tahıl tüketiminin azalması ile posa alımı azalmaktadır. Gün içindeki posa alımını arttırmak için beslenmede taze meyve ve sebzelere yer verilirken salatalara haşlanmış kinoa, yoğurda teff tohumu eklenerek beslenme posa açısından zenginleştirilebilir. Glutensiz beslenmede çorba tüketirken de dikkat edilmelidir. Özellikle hazır çorbaların çoğunluğu buğday unu veya türevlerini içerebiliyor. Restoranlarda da zaman zaman hazır çorba harçları kullanılabiliyor bu sebeple tüketmeden önce mutlaka sorulmalıdır. Evde kendiniz için glutensiz un kullanarak veya hiç un kullanmadan domates çorbası hazırlamayı deneyebilir, son zamanlarda rastladığımız hazır çorbaları tercih edebilirsiniz.
Hamurda elastik yapıyı nasıl sağlayabiliriz?
Gluten hamurda elastik ve süngerimsi yapıyı sağlar. Bu sebeple glutensiz tarifler yapmak istediğimizde bu yapıyı yakalamak zor olacaktır. Glutensiz ksantam gam, guar gum, psyllium husk, chia tohumu kullanılarak bu yapıyı sağlamak mümkün olabilir. Kullanırken miktarına ve içeriğine çok dikkat edilmelidir. Doğal olarak gluten içermeseler bile çapraz bulaşmadan dolayı içeriyor olabilirler bu yüzden mutlaka güvenilir bir kaynaktan temin edilmelidir
Hazırlık ve pişirme aşamasında dikkatli olunmalı
Çapraz bulaşma (kontaminasyon) kontamine olan bir üründen olmayan bir ürüne istenmeyen madde bulaşması demektir. Toplu beslenme kurumlarında mutfakta ürün kullanımında dikkat edilmediği takdirde çapraz bulaşma meydana gelebilir. Kendi mutfağınızı da ortak kullanıyorsanız çapraz bulaşmayı engellemek için dikkat etmeniz gereken kurallar vardır. Öncelikle gluten içeren her besin hazırlandıktan sonra mutfak eşyalarının güzelce yıkandığından emin olun. Öğün hazırlanırken önce glutensiz öğünleri hazırlamak daha olası bir bulaşma riskine karşı daha güvenli olacaktır. Glutensiz ürünleri saklamak için kullandığınız kapları mutlaka diğer kaplardan ayrı tutun. Ortak mutfakta yapışmaz tava kullanmak bulaşma riskini azaltacaktır. Ürünlerinizi saklarken diğer ürünlere yakın olmaması ve karıştırılmaması adına dikkat çekici renklerde etiket kullanarak etiketleyebilir ve ayrı bir buzdolabı rafında muhafaza edebilirsiniz.
Diyetisyen Dilara Tuygan
Tahıl grubu ülkemizde günlük alınan enerjinin yaklaşık %70-80’lik kısmını kapsamaktadır. Buğday, çavdar, yulaf, mısır ve arpa tahıl grubundaki besinlere örnek gösterilebilir. Gluten ise buğdayda bulunan ana depolama proteinine verilen isimdir. Ekmek hamurundaki elastik yapıyı sağlar ve süngerimsi yapı verir. Gluten tüketimi ile ortaya çıkan sağlık problemleri bulunmaktadır. Bu problemlerin en sık rastlananı çölyak hastalığıdır. Çölyak, gluten ataksisi, dermatitis herpetiformis, buğday alerjisi, gluten duyarlılığı gibi rahatsızlıklarda diyette sıkı bir şekilde gluten yasaktır. Depresyon, migren, otizm ve nörolojik rahatsızlıklardan dolayı gluten diyetten elimine edilebilir. Son yıllarda şizofreni, fibromiyalji gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde glutensiz diyet uygulanmaktadır. Bunun yanında glutensiz beslenme uygulamasına bir yaşam tarzı değişikliği olarak gidilmektedir. Sonuç olarak hem tedavi olarak hem de beslenme tarzı uygulanan glutensiz beslenme birçok kişi tarafından tercih edilmektedir.
Glutensiz beslenme başlarda zor gibi görünse zamanla diyete uyum sağlamak kolaylaşır. Glutensiz beslenme esnasında kişinin çevresinin desteği de önemlidir. Ailenin yemek hazırlama kurallarına uyması, arkadaşların glutensiz beslenmeyi ve sebeplerini bilmesi gerekmektedir. Bu noktada glutensiz beslenmeyi uygulayan kişiye sorumluluk düşer. Örneğin arkadaşınıza gittiğinizde kendi yemeğinizi kendiniz hazırlayıp taşıyabilir ve arkadaşınıza çapraz bulaşma ve sizde oluşturabileceği semptomları anlatabilirsiniz. Bu sayede bilinç gelişebilir ve yiyecekler konusundaki ısrar edici çevre baskısı azalabilir. Glutensiz beslenirken besin alımı büyük ölçüde kısıtlanacağı için beslenme programı makro ve mikro besin öğeleri açısından yeterli olacak biçimde hazırlanmalıdır. Son yıllarda ülkemize yaygınlaşan ürünler sayesinde glutensiz beslenme kolaylaşmaktadır. Birçok ürünün glutensiz alternatifi sunulmaktadır. Çeşitlilik dengenin anahtarıdır ve beslenme mutlaka çeşitlenmelidir. Tüketemediğiniz ürünler yerine mutlaka alternatiflerini oluşturmalısınız. Aksi takdirde bir süre sonra kısıtlanma psikolojisi ile psikolojik sorunlar gelişebilir. Örneğin pizza seviyorsanız amarant tabanlı pizza denemeye ne dersiniz?
Glutensiz beslenmede neler yiyebilirim?
Glutensiz beslenmede yasaklı besin grubunda buğday ve buğday türevleri olan kuskus, makarna, irmik, şehriye bulunmaktadır. Aynı zamanda arpa, malt, çavdar, spelt, tritikale ve horasan buğdayı olarak da adlandırılan kamut beslenmede bulunmamalıdır. Herhangi bir riske karşı dikkat edilmesi gereken grupta ise baharatlar, beyaz sirke, soslar, aroma vericiler, modifiye besin nişastası ve yulaf yer alır. Piyasadaki ürünlerden bir çoğundaki kıvam arttırıcılar ve aroma vericiler gluten içerebilir. Bu sebeple ürün seçimi yaparken etikete dikkatli bakılmalıdır. Yulaf doğal olarak gluten içermez fakat çapraz bulaşma ile içerebilir. Bu sebeple tercih edilirken mutlaka glutensiz yulaf tüketilmelidir. Taze meyve ve sebzelerde, mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bakliyat grubunda; süt, yoğurt, kefir gibi süt ürünlerinde; et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynaklarında; badem, ceviz, fındık gibi kabuklu yemişlerde; katı ve sıvı yağlarda gluten bulunmaz. Bu sebeple bu gruptaki ürünlerin tüketimi serbesttir. Çölyak hastalarında özellikle yeni tanı alınan dönemde bağırsak hassasiyeti bulunduğu için laktozu sindirmekte zorluk yaşayabilir. Bu sebeple bir süre süt ürünleri de diyetten elimine edilebilir. Pirinç, patates, mısır, darı, sorgum, karabuğday, kinoa, amarant, teff tohumu da serbest grupta yer almaktadır ve karbonhidrattan gelmesi gereken enerjiyi almak için güzel karbonhidrat kaynaklarıdır. Karbonhidratı yeteri kadar tüketmek vücudumuzdaki fonksiyonlar için çok önemlidir. Glutensiz ekmek tüketimi, salatalara karabuğday, amarant ekleme gibi beslenme alışkanlıkları edinilmelidir. Aynı zamanda kinoa kısırı, glutensiz un çeşitleri (glutensiz karabuğday unu, badem unu, fındık unu gibi) ile yapılmış kurabiye gibi çeşitli tariflere yer vererek beslenmenizi çeşitlendirebilirsiniz. Basit karbonhidrat kaynağı olan şeker de serbest grupta yer alır. Şeker tüketimi sağlıklı bir beslenme düzeni adına düşük seviyede tutulmalıdır. Dünya sağlık örgütü şeker tüketimin günlük enerjinin %10’unun altında olmasını ve hatta %5’in altına düşürülmesini önermektedir.
Glutensiz beslenme ile birlikte tahıl proteinin azalması ve çeşitli besinlerin tüketilememesinden dolayı protein alımı düşmektedir. Bu sebeple beslenmede mutlaka et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynakları bulunmalıdır. Hayvansal ürün tüketmeyenler ise proteini kurubaklagilden almayı tercih edebilirler. Veganlar özellikle çok hassas davranmalıdır. Çünkü hayvansal protein kaynaklarını tüketmezken aynı zamanda glutensiz beslenme ile birçok tahıl kaynağını da beslenmelerinden çıkaracaktır. Bu sebeple vitamin eksiklikleri gözlenebilir. Glutensiz beslenme ile tahıl tüketiminin azalması ile posa alımı azalmaktadır. Gün içindeki posa alımını arttırmak için beslenmede taze meyve ve sebzelere yer verilirken salatalara haşlanmış kinoa, yoğurda teff tohumu eklenerek beslenme posa açısından zenginleştirilebilir. Glutensiz beslenmede çorba tüketirken de dikkat edilmelidir. Özellikle hazır çorbaların çoğunluğu buğday unu veya türevlerini içerebiliyor. Restoranlarda da zaman zaman hazır çorba harçları kullanılabiliyor bu sebeple tüketmeden önce mutlaka sorulmalıdır. Evde kendiniz için glutensiz un kullanarak veya hiç un kullanmadan domates çorbası hazırlamayı deneyebilir, son zamanlarda rastladığımız hazır çorbaları tercih edebilirsiniz.
Hamurda elastik yapıyı nasıl sağlayabiliriz?
Gluten hamurda elastik ve süngerimsi yapıyı sağlar. Bu sebeple glutensiz tarifler yapmak istediğimizde bu yapıyı yakalamak zor olacaktır. Glutensiz ksantam gam, guar gum, psyllium husk, chia tohumu kullanılarak bu yapıyı sağlamak mümkün olabilir. Kullanırken miktarına ve içeriğine çok dikkat edilmelidir. Doğal olarak gluten içermeseler bile çapraz bulaşmadan dolayı içeriyor olabilirler bu yüzden mutlaka güvenilir bir kaynaktan temin edilmelidir
Hazırlık ve pişirme aşamasında dikkatli olunmalı
Çapraz bulaşma (kontaminasyon) kontamine olan bir üründen olmayan bir ürüne istenmeyen madde bulaşması demektir. Toplu beslenme kurumlarında mutfakta ürün kullanımında dikkat edilmediği takdirde çapraz bulaşma meydana gelebilir. Kendi mutfağınızı da ortak kullanıyorsanız çapraz bulaşmayı engellemek için dikkat etmeniz gereken kurallar vardır. Öncelikle gluten içeren her besin hazırlandıktan sonra mutfak eşyalarının güzelce yıkandığından emin olun. Öğün hazırlanırken önce glutensiz öğünleri hazırlamak daha olası bir bulaşma riskine karşı daha güvenli olacaktır. Glutensiz ürünleri saklamak için kullandığınız kapları mutlaka diğer kaplardan ayrı tutun. Ortak mutfakta yapışmaz tava kullanmak bulaşma riskini azaltacaktır. Ürünlerinizi saklarken diğer ürünlere yakın olmaması ve karıştırılmaması adına dikkat çekici renklerde etiket kullanarak etiketleyebilir ve ayrı bir buzdolabı rafında muhafaza edebilirsiniz.
Diyetisyen Dilara Tuygan
KAYNAKÇA
Itzlinger, A. Branchi, F. Elli, L. Schumann, M. (2018). Gluten-Free Diet in Celiac Disease—Forever and for All?. Nutrients, 10.
Farage P, Puppin Zandonadi R, Cortez Ginani V, Gandolfi L, Pratesi R, de Medeiros Nobrega YK. (2017) Content Validation and Semantic Evaluation of a Check-List Elaborated for the Prevention of Gluten Cross-Contamination in Food Services. Nutrients. 9 (1)
Yılmaz, N. Öztürk H.İ. (2021). Çölyak Hastalarının Eşlerinde Bakım Yükü ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi. Fırat Tıp Dergisi/Firat Med J, 26(2): 95-102
Alpat, İ. Dumlu Bilgin, G. (2018). GLUTENSİZ DİYET: TREND Mİ YOKSA TEDAVİ YÖNTEMİ Mİ? Uluslararası Hakemli Beslenme Araştırmaları Dergisi, 12.
Rehber: Yetişkinler ve Çocuklarda Şeker Tüketimi. Cenevre: Dünya Sağlık Örgütü; 2015.
Eyvah Çölyak! Şimdi Ne Olacak?
Çölyak hastalığının tek tedavisi glütensiz diyettir. Hastaların ömür boyu sıkı glütensiz diyet sürdürmesi gerekir. Klinik belirtiler, serolojik testler ve ince bağırsak histolojisi sonucu çölyak hastalığı tanısı konan kişiler derhal glütensiz diyete başlamalıdır. Glüteni hayatından çıkarması gereken birey buğday, arpa, çavdar ve yulaf içerikli yiyecek ve içeceklerin tüketiminden uzak durmalı. Glütensiz diyette beyaz ekmek, tam buğday ekmeği, kepek ekmeği ve makarna, bulgur gibi glüten içeren yiyecek ve içecekler tüketilmez. Çapraz bulaş dediğimiz doğal olarak glüten içermese de glüten içeren besinlerle birlikte üretilmiş olup bu sayede az miktarda da olsa gluten bulaşmış olabilecek besinlere dikkat edilmesi gerekir.
Hastalar tanı aldıktan sonra ilk yıl 3-6 ay ara ile, daha sonra yılda bir kez serolojik, hematolojik ve biyokimyasal testler (tam kan sayımı, demir profili, tiroid testleri, kalsiyum, magnezyum, çinko, B12, folik asit ve D vitamini), kemik mineral yoğunluğu ve diyet uyumu açısından izlenmelidir. Çocuklarda izlemde büyümenin değerlendirilmesi de önemlidir.
Glutensiz diyet tedavisinin etkisinin gözlemlenmesinde hastaların transglutaminaz seviyesinin belirli zamanlarda ölçülmesi gerekmektedir. Bir yılın sonunda iyileşme göstermeyen serolojik bulgular varsa eğer diyette kontaminasyon olduğunu düşünmek gerekir. Serolojik testlerin normal düzeye ulaşması bağırsak iyileşmesinin de belirtisi şeklinde düşünülür ve çölyak hastalığında serolojik bulguların normal değerlerine gelmesinin en hızlı olaraj 6. ayda, en yavaş olarak da 1.senenin bitiminde olduğu bilinmektedir.
Glutensiz diyet çok sıkı uygulanmalıdır. Çok düşük miktardaki gluten bile, klinik belirtilerin devam etmesine neden olabilir. Glutensiz diyette yer alan serbest, sakıncalı ve kontrol edilmesi gereken besinlerin neler olduğunun çölyak hastaları ve yakınları tarafından iyi bilinmesi gerekir.
Diyetisyen Armoni Yılmaz
KAYNAKLAR
Çölyak Hastalığında Aile Hekimleri için Tanı, Tedave ve İzlem Rehberi, 2019
KULOĞLU, Z. (2014). Çölyak hastalığı. Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi, 8(2), 105-111.
Öztürk, Y. E., Uyar, G. Ö., Serin, Y., & Gürkan, Ö. E. (2018). Çölyak Hastalığında Glutensiz Diyet Tedavisi: Bir Olgu Sunumu. Beslenme ve Diyet Dergisi, 46(3), 320-324